|
|
 |
AKSARAYLI GENÇ OSMAN
Yiğitlere Serdar Olan Aksaray’lı Genç Osman Bağdat’ın kapısın Genç Osman açtı, Gören kâfirlerin tebdili şaştı. Kelle koltuğunda üç gün savaştı, Şehitlere serdar oldu Genç Osman.
Böyle diyor, Âşık Kul Mustafa. Genç Osman’la birlikte savaşa girmiş onu oğlu gibi bağrına basmış, onun kılıç hocalığını yapmış Yiğit Kul Mustafa.
Yıl 1621 Aksaray’ın Dorikini Köyünde bir yiğit doğar. Adını Osman koyarlar. Daha on yaşına girmeden babasını kaybeder ve onu dul anası büyütür. Aksaray’lı güreşi sever, Osman da akranları ile güreş tutar, ok atar, kılıç sallar, mermere yumruk atar, atar ki, çivi gibi genç olup çıkar. Akranları onunla güreşmekten çekinmektedirler artık.
Yıl 1638 kendi gibi yiğit olan padişah 4. Murat Han Ordu’yu Hümayunla Aksaray’a gelir ve Cuma namazını kendisi kıldırır. Aksaraylılara ilan eder ki Orduyu Hümayuna katılmak isteyenler varsa gelsin yazılsın! Gençler çığ gibi orduya katılmaktadır. 4. Murat Han bu manzaraya çok sevinir ve Aksaraylılara teşekkür eder.
Bu arada, Genç Osman da orduya yazılmak için müracaat eder, fakat yaşının küçüklüğü dolayısıyla orduya alınmaz. Kısa zamanda toplanan ordu Bağdat’a doğru yol alır.
Genç Osman gizlice orduya karışır. Bağdat’a yaklaşıldığı sırada padişah orduyu denetlemek ister, bakar ki; bıyıkları terlememiş bir genç de orduda bulunmaktadır.
—Adın ne seni
—Osman Efendim.
—Niçin katıldın orduya, bıyıkların bile yok. Bizde bıyıklarında tarak durmayan kişi orduya alınmaz, duydun mu?
—Duydum efendim.
—Pekiyi, öyleyse niçin katıldın orduya, git! Ananın koynuna çocuk. İşte bu lafa alınmıştı Aksaray’lı Genç Osman. Padişaha dönerek;
—Tarağınızı verirmisiniz .
—Padişah kızgınlıkla, tarağını verdi. Osman tarağı aldı iki eliyle dudağının üzerine bastırdı. Kan yürümüştü ve padişaha dönerek;
—İşte benim bıyığımda da tarak duruyor. Şimdi orduya girebilirmiyim dedi. 4. Murat o sert denen kişi oturdu hüngür hüngür ağladı ve Osman’a dedi ki:
—Senin adın Genç Osman olacak ve seni öncü gazilere Serdar eyledim. Var git lalaya ismini yazdır ve tarağı da bana ver, ömrüm boyu saklayacağım. Haydi gazan geçmiş olsun benim yiğit oğlum.
Bir hafta sonra, bir Cuma sabahı, Genç Osman öncülerin başında şimşek gibi kılıç kollamakta idi ve Bağdat Kalesine süzüldü. Ha bire koman yiğitlerim. Yiğitler vurdukça kırar, kırdıkça kırar düşmanı. Bağdat kapıları dayanamaz bunca savaşa. Açar kapıları Türk Ordusuna. Genç Osman Sancağı Şerifi kaptığı gibi Bağdat Kalesinin en ince noktasına diker. Diker ki beş altı ok yer ve olduğu yere yığılır kalır, kelime-i şahadet getirir ve olduğu yerde can verir. Kayıkçı Kul Mustafa koşarak gelir ki ne görsün, Genç Osman’ın hain düşman tarafından parçalanmış körpe başını görürler. Oturur, Kayıkçı Kul Mustafa; Meşhur Genç Osman destanını yazar. Murat Han Genç Osman’ın öldüğünü duyunca üzülür ve tarihe geçecek sözü söyler. “Keşke Bağdat gibi kaleyi fethetmeseydim de Genç Osman’ım ölmeseydi”.
Böyle bir yiğit Aksaray’da doğmuş, Bağdat’ta şehit olmuş, o nedenle; Destan türküsü de Aksaray’da yaşamıştır. 700 yıl sonra TRT’ye Aksaraylı birisinin vermesi elbette doğrudur.
Türklere Bağdat’ın kapısını açan Genç Osman ile Bağdat`ta son nöbeti tutan Türk askerlerinin yattığı şehitlik, yağmacılar tarafından tahrip edildi. Türk Şehitliği’nin aydınlatmasını yapan elektrik tesisatı dahi çalındı, nöbetçi kulübeleri yıkıldı.
Bağdat’ta Osmanlı ve Türk varlığının simgesi haline gelen Osmanlı cengaveri Genç Osman’ın mezarının bulunduğu Türk Şehitliği, yağma ve hırsızlıktan payını aldı. Genç Osman’ın şehit olduğu yerde kurulan şehitlikte halen Türk bayrağı dalgalanıyor. Ancak, şehitliğin mozole kısmındaki elektrik tesisatları ile iki nöbetçinin bulunduğu kulübe, hırsızlar tarafından tahrip edilmiş. Şehitliğin aydınlatmasını yapan elektrik tesisatı da çalınmış.
Adı kahramanlık türkülerine konu olan Genç Osman, 1630 yılında Padişah 4. Murad tarafından düzenlenen ikinci Bağdat seferinde yer alan 17 yaşında bir delikanlıydı. Genç Osman’ın tavsiyesiyle dökülen toplarla Bağdat ele geçirilir. Genç Osman savaşta iki eli kesilmesine rağmen sancağı düşürmez ve ordunun en önünde gider. Bir adamın onu görüp hayret etmesi üzerine bayrak yere düşer ve Genç Osman şehit olur.
1914 ile 1917 yılları arasında Bağdat uğruna canını veren 187 askerle, şehrin kapılarını ilk açan Genç Osman, Bağdat’taki şehitlikte yan yana yatıyor. Mehteran takımlarının cenk öncesinde çaldığı, hemen her kulağın aşina olduğu şu sözler kazınmış Genç Osman Şehitliği’ndeki mozoleye: “İptida Bağdat’a sefer olanda, Atladı hendeği geçti Genç Osman. Vuruldu sancaktar, kaptı sancağı; iletti burca, dikti Genç Osman. Bağdat’ın kapısını Genç Osman açtı, Gören düşmanların tedbiri şaştı. Allah Allah deyip geçti, Genç Osman...”
Çok fazla yerleşimin bulunmadığı İvaziye bölgesindeki şehitliği bekleyen Kerküklü iki nöbetçi, bombalamanın başlamasından sonra görevlerini bırakmış. Her zaman pırıl pırıl olması ve güllerle bezenmiş bahçesiyle tanınan şehitlik, 29 gündür yıkanmamış. Bu yüzden ay yıldızlı mezar taşları bile kum fırtınası nedeniyle sapsarı olmuş.
Şehitliğin girişindeki “Türk Şehitliği” yazısı ise kendini tutan tek çiviyle asılı duruyor. Bağdat’ın bir zamanlar ilim ve medeniyetin beşiği olmasına vesile olan bu güzel beldenin kapısını ilk açan da, son nöbeti tutan asker de bu şehitlikte yatıyor. Şehitliğe bir kilometre uzaklıktaki Türk Büyükelçiliği’ndeki Filistinli kardeşler, iki – üç günde bir burayı kontrol etmek için geldiklerini söylüyor.
GENÇ OSMAN’IN MEZAR-I ŞERİF-İ
Irak’ta Bağdat Şehitliği, Osmanlı Şehitliği ve Kut–el Amare Şehitliği olmak üzere üç Türk şehitliği bulunuyor. Buralarda binlerce şehit yatıyor.
Genç Osman, tarih sayfalarına 1630 yılında Padişah 4. Murad’ın Bağdat seferi öncesinde geçti. Kahramanlığı dilden dile anlatılarak efsaneleşti. Tarihçi Prof. Dr. Fuat Köprülü’nün ‘Kayıkçı Kul Mustafa ve Genç Osman’ adlı eserinde Genç Osman’ı özetle şöyle hikaye eder: “Bağdat seferine çıkacak olan Padişah, tellalları çağırtıp, bıyığına tarak batabilecek yaşta olgun kimselerin orduya katılmasını ister. Ordudaki kumandanlardan birinin genç yaşta bir oğlu vardır. Sultan’ın huzuruna çıkarılan bu çocuğa padişah, “Bıyığına tarak batmayanın orduya katılmamasını, aksini yapanların öldürüleceğini bilmiyor musun?” diye sorar. Delikanlı sakalının, içinde olduğunu söyleyerek tarağı dudağına saplar. Bu durum da sultanın hoşuna gider ama Genç Osman ilk Bağdat seferine ¤¤¤ürülmez ve şehir ilk saldırıda alınamaz.
Abdulkadir Geylani Hazretleri, Genç Osman’ın rüyalarına girerek top konusunda öğütler verir. Barut yerine toprak, gülle yerine taş koymalarını öğütler. Genç Osman’ın Sultan’la beraber sefere çıkması ve Abdülkadir Geylani’nin tavsiyeleri üzerine hareket edilmesi sonucu kale surlarında gedik açılır. Ve şehir ele geçirilir. Genç Osman iki eli kesilmesine rağmen sancaktar olduğu için sancağı düşürmez, ordunun önünde gider. Bir adamın onu görüp hayret etmesi üzerine ise bayrak yere düşer, Genç Osman şehit olur.”
ŞEHİTLİGİ YAĞMALANDI
Kültür Bakanlığı’nın Irak’taki 74 Türk eserinin korunması için Dışişleri Bakanlığı’na yaptığı müracaata rağmen Bağdat’taki Türk Şehitliği savaş sonrasında yağmadan kurtulamadı.
Van 100. Yıl Üniversitesi tarih profesörü Abdulselam Uluçam Irak’taki kültürel varlıklarla ilgili yaptığı araştırmada Osmanlı ve Selçuklu döneminden kalma çok sayıda eser bulunduğuna dikkat çekmişti. Bağdat’ta Irak Savunma Bakanlığı ve kışla olarak kullanılan binalar da yine Osmanlı Türk eserlerindendi.
Türk Şehitliği’nin yağmaya maruz bırakılması konusunda konuşan Selçuk Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Haşim Karpuz, Irak’a sanat tarihi uzmanlarının gitmesi gerektiğini söyledi. Karpuz, Türkiye’nin Irak’taki eserlerin daha fazla zarar görmemesi için elini çabuk tutması gerektiğini kaydetti.
Karpuz, konu ile ilgili uzmanların Irak’a gitmesini isterken “Uzmanlar, oradaki eserlerin durumu hakkında rapor hazırlamalıdır. Restorasyon çalışmaları muhakkak gerekecektir, hangi eserlerin yağmalandığı tespit edilmelidir. Türkiye konu ile ilgili tedbir almalıdır.” şeklinde konuştu.
YÜZYILLARDIR DİLDEN DİLEDOLAŞAN GENÇ OSMAN TÜRKÜSÜ
İptida (evvela) Bağdad’a sefer olan da
Atladı hendeği geçti geçti Genç Osman
Vuruldu sancaktar kaptı sancağı
İletti bedene dikti Genç Osman
Eğerleyin kıratımın ikisin
Fethedeyim düşmanların hepisin
Sabah namazında Bağdat Kapısın
Allah Allah deyip açtı Genç Osman
Sultan Murat eydür gelsin göreyim
Nasıl yiğitmiş ben de bileyim
Vezirlik isterse üç tuğ vereyim
Kılıcından al kan saçtı Genç Osman
Kul Mustafa karakolda gezerken
Gülle kurşun yağmur gibi yağarken
Yıkılası Bağdat seni döğerken
Şehitlere serdar oldu Genç Osman
|
|
 |
|
|
|
|